Tüm zamanların en kötü ölüm sahnesi

Yönetmenliğini Orhan Aksoy’un yaptığı Karateci Kız (1974) filminde Filiz Akın'ın Bülent Kayabaş'ı vurma sahnesi “Tüm zamanların en kötü ölüm sahnesi” seçildi. BD ve Avustralya merkezli internet siteleri ile bloglar Karateci Kız filminin bu sahnesini defalarca paylaştı. ABD merkezli bloglar Gawker ve io9 ile Avustralya merkezli news.com.au ve ninemsn.com.au adlı sitelerde paylaşılan video için “Tüm zamanların en kötü ölüm sahnesi” yorumu yapıldı. Filiz Akın ile Ediz Hun'un başrollerini paylaştığı filmden alınan sahnede, Akın, Bülent Kayabaş'ı öldürürken görülüyor. Sitelerde, 1974 yapımı filmdeki sahnenin korkunç bir şekilde oynandığı yorumu yapılıyor. Sahneyi paylaşan sitelerden Gawker, “Kimse Türkler kadar korkunç ölüm sahneleri çekemez. Bir daha hiçbir ölüm sahnesinin bu kadar kötü olamayacağını biliyoruz” yorumunu yaptı. Ninemsn adlı sitedeki yorumda ise “Bu video hayatınızın en uzun 1 dakika 8 saniyesi” cümlesi yer aldı. (Milliyet) Kayabaş'ın ilk kurşunu yediğinde elindeki kan kesesini karnına götürüp patlatması da (0.12) dikkati çeken ayrı bir sekans. (sineteci)

Pantolon Bankası

Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Safa Önal
Oyuncular: Sadri Alışık, Ajda Pekkan, Gülbin Eray
Yıl: 1965
Konu: Hergün cebinden para çıktığı sihirli pantolonu çalınan bir adamın güldürüsü (Agâh Özgüç, Türk Filmleri Sözlüğü, Cilt 1, s. 272). Gerek Özgüç'ün kitabında gerek internet sitelerinde filmin adı Pantalon Bankası olarak geçmektedir. Pantolon kelimesi yanlış yazılmıştır (sineteci).

Ceylan: Türkiye'de sinemaya sansür yok

Yönetmen Nuri Bilge Ceylan, Türkiye’de sinemada sansür olmadığını söyledi. Rusya'da devam eden St. Petersburg Film Festivali'nde gazetecilerin sorularını cevaplayan Ceylan, Türkiye'de sansür var mı sorusuna, "Türkiye'de bir sansür olduğunu söyleyemem" diye karşılık verdi. Ceylan, “Herkes istediği şeyi filme çekebiliyor. 80 darbesinden önce durum oldukça sertti ve Rusya dahil bir çok ülkede sansür uygulanıyordu. Örneğin Yılmaz Güney'in Yol filmi toplatılmıştı. İllegal yollarla bu film Cannes Film Festivali’ne katılmıştı. Fakat şu an durum bambaşka. Eğer bu tarz festivallere giderseniz, devlet sizi destekliyor” dedi. Ceylan, “Hatırladığım kadarıyla 2003 yılında Uzak filmini çekerken Türk film endüstrisi yılda ortalama yedi film çekiyordu. Fakat devletin de destek vermesiyle tekrar yükselişe geçti. Şu an ortalama yılda 100 film çevriliyor ki bu gerçekten önemsenecek bir rakam. Aynı zamanda film kalitesi olarak da durum fena değil. Şu an Türkiye'de çok sayıda kaliteli ve aynı zamanda genç yönetmenler var. Bana göre bazen küçük destekler, büyük etki yaratıyor. Çok açıkça gördüm ki devletin desteği çok büyük ölçüde olmasa da, film endüstrisinde çok büyük bir etki yarattı” diye konuştu. (Star)

Lal Gece'ye bu kez Kopenhag'dan ödül

Reis Çelik'in yönettiği Lal Gece, Kopenhag'da düzenlenen Buster Film Festivali'nde Özel Mansiyon'a layık görüldü. Festival jürisi, Lal Gece’nin “yarışmadaki diğer filmlerden çok farklı olması” ve “hakkında çok az bildikleri bir kültürü tanımalarını sağlaması” gerekçesiyle ödüllendirildiğini belirtti. Jüri, filmin birçok insan tarafından izlenmesini dilediğini de belirtti. Lal Gece daha önce, Berlin'de Kristal Ayı, Nürnberg'de En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Kadın Oyuncu Ödülleri'ni ve Würzburg'da En İyi Film ödülünü almıştı.

2. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından, Başakşehir Belediyesi işbirliğiyle düzenlenen 2. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nde yönetmen Lütfi Ö. Akad anısına onur ödülü verilecek. Festival kapsamında Akad’ın Vesikalı Yarim ve Gelin filmleri gösterimi gerçekleştirilecek. Onur ödülünü Akad’ın anısına torunu Eda Akad’a, Türkan Şoray tarafından sunulacak. 28 Eylül’deki açılış töreni ve panele, oyuncu Türkan Şoray, yönetmen Zeki Demirkubuz ve yazar Selim İleri katılacak. Festivalin ana teması “Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık” olarak belirlendi. Festival kapsamında gösterilecek Türk filmleri şunlar: Aahh Belinda (Atıf Yılmaz, 1986), Ateşin Düştüğü Yer (İsmail Güneş, 2012), Cazibe Hanımın Gündüz Düşleri (İrfan Tözüm, 1992), Dilber’in Sekiz Günü (Cemal Şan, 2008), Gelin (Lütfi Ö. Akad, 1973), Lal Gece (Reis Çelik, 2012), Selvi Boylum Al Yazmalım (Atıf Yılmaz, 1978), Vesikalı Yarim (Lütfi Ö. Akad, 1968), Yatık Emine (Ömer Kavur, 1975). (icapff.com)

2. Bodrum Türk Filmleri Haftası

2. Bodrum Türk Filmleri Haftası, Bodrum Cinemarine Sinemaları’nda gerçekleştiriliyor. Hafta 4 Ekim’de sona erecek. Yapılan açıklamaya göre, Bodrum Türk Filmleri Haftası’na, yapımcı ve yönetmenlerin yeni sezonda seyirci ile buluşacak olan filmlerinin, ön tanıtımını yaparak sinema izleyicileri üzerinde etki oluşturmasının yanı sıra sinema salonu işletmecileri ve dağıtım şirketi yetkililerinden oluşan sektör profesyonellerine tanıtabilecekleri paralel bir etkinlik de dâhil edildi. Festival kapsamında gösterilecek filmler şunlar: Avaz, Berlin Kaplanı, Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi, Entelköy Efeköy’e Karşı, Can, Çakallarla Dans, Dedemin İnsanları, Güzel Günler Göreceğiz, Sümela’nın Şifresi Temel, Labirent, Lal Gece, Vücut, Yeraltı. Ayrıca Cennetteki Çöplük ve  Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir belgeselleri seyirci ile buluşacak. Organizasyon, Bodrum Kaymakamlığı,  Bodrum, Ortakent, Konacık, Turgutreis Belediyeleri, Bodrum Ticaret Odası, Cinemarine Grup, Oasis Alışveriş Merkezi, Hapimag Sea Garden, Adadigital, Billcell, Fresko Tasarım, dynamic web, Intermediaworks ve  sadibey.com katkıları ile gerçekleştiriliyor.

Kadın Berberi

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo: Fuat Özlüer
Oyuncular: Ayhan Işık, Filiz Akın, Suna Pekuysal
Yıl: 1964
Konu: Yakışıklı bir kadın berberiyle, erkeklerden kaçan zengin bir kızın öyküsü (Agâh Özgüç, Türk Filmleri Sözlüğü, Cilt 1, s. 238). Lale, uzun zamandır aradığı Erol'u gazetedeki bir ilan sayesinde bulur (sineteci).

Türkiye'nin Oscar adayı Ateşin Düştüğü Yer

Sanat Etkinlikleri Komisyonu, 85. Akademi Ödülleri’nde Türkiye’yi İsmail Güneş’in yönettiği Ateşin Düştüğü Yer’in temsil etmesine karar verdi. Karar oy çokluğu ile alındı. Akademi ödülleri için Labirent, Yeraltı, Entelköy Efeköy’e Karşı, Fetih 1453, Zenne, Lal Gece, Araf, Can, Ateşin Düştüğü Yer, Devir ve El Yazısı başvurmuştu. Jüri şu isimlerden oluşmuştu: Ali Atlıhan, Yılmaz Atadeniz, Osman Sınav, Ercan Kesal, Atalay Taşdiken, Sinan Güngör, Murat Tokat, Semih Kaplanoğlu, Sevil Demirci, Mehmet Altıoklar, Dolunay Soysert, Yusuf Sezgin, Taner Barlas ve Serdar Akbıyık. Osman Sınav ve Taner Barlas oy kullanmadı. (medyatava.com) Filmin başrollerini Hakan Karahan, Elifcan Ongurlar ve Yeşim Ceren Bozoğlu paylaşıyor. Ateşin Düştüğü Yer, Montreal Dünya Film Festivali’nde en iyi film ve FIPRESCI ödüllerini kazanmıştı.

Altın Koza'da jüri gölgesi

Altın Koza ödülleri açıklandıktan sonra, yönetmen Zeki Demirkubuz, sonuçları twitter’den eleştirdi. Demirkubuz mesajında, Türkiye’de yapılan film festivallerine bundan sonra katılmayacağını açıkladı ve jüriyi “Bu filmleri kendileri jürilik yapsın diye çektiğimi zanneden gerzeklerden çok sıkıldım artık” diye eleştirdi.  Kulislerde, ödülerde yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın etkili olduğu, jüri üyesi yapımcı Zeynep Özbatur Atakan’ın, Ceylan’ın sevmediği yönetmenlere ödül verilmesini engellediği iddia ediliyor. Bu nedenle Zeki Demirkubuz Yeraltı’ndan ve Yeşim Ustaoğlu’nun Araf’tan beklediği ödülleri alamadığı öne sürülüyor. Demirkubuz’dan sonra da müzik dalında ödüle değer görülmeyen adaylardan tepki geldi. Barış Dokuzer (Yabancı), Cenker Kökten (Şimdiki Zaman), Ferit Özgüner ve Harun İyicil (Siirt’in Sırrı), Kemal Kahraman (Ana Dilim Nerede), Pascal Lesport (Aziz Ayşe) ile Saki Çimen’in (Ateşin Düştüğü Yer) imzalı açıklamada aradıkları dost aynasının bulunmadığı belirtildi. Açıklamada şöyle denildi: “Cumartesi gecesi aradığımız dost aynasını bulamadık. Liyakatimizi ölçen, emeğimizi ödüle değer bulmayan ama bir yandan bizi muhatap almayan, gerekçelendirme bile yapmayan bir puslu ayna bulduk. Günlerin, ayların emeğinin ardından küçük bir kağıtla, on saniyeyi ize reva gören birkaç ‘sinemacı’ bulduk karşımızda. Biz ödül almadık diye dövünmüyoruz. Biz, jürinin dostane olmayan bu tavrına dikkat çekmek istiyoruz. Umarız bu ülkenin sinemacıları gelecekte aradıkları aynayı bulacaklardır.”

Altın Koza'nın en iyisi Babamın Sesi

19. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması'nda, Babamın Sesi En İyi Film Ödülü'nü aldı. En İyi Yönetmen Ödülü, Gözetleme Kulesi ile Pelin Esmer'e gitti. Gözetleme Kulesi, beş dalda ödül topladı. Yılmaz Güney Ödülü'ne Şimdiki Zaman layık görüldü. En İyi Kadın Oyuncu Ödülü Nilay Erdönmez'e verilirken, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü İlyas Salman ve Engin Günaydın paylaştı.
Ödüller şöyle:
En İyi Film Ödülü: Babamın Sesi (Orhan Eskiköy, Zeynel Doğan)
En İyi Yönetmen Ödülü: Pelin Esmer (Gözetleme Kulesi)
Jüri Özel Ödülü: Siirt'in Sırrı (İnan Temelkuran, Kristen Stevens)
Adana İzleyici Ödülü: Lal Gece (Reis Çelik)
Yılmaz Güney Ödülü: Şimdiki Zaman (Belmin Söylemez)
En İyi Erkek Oyuncu Ödülü: İlyas Salman (Lal Gece, Reis Çelik), Engin Günaydın (Yeraltı, Zeki Demirkubuz)
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü: Nilay Erdönmez (Gözetleme Kulesi, Pelin Esmer)
En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü: Özgür Eken (Gözetleme Kulesi, Pelin Esmer)
En İyi Senaryo Ödülü: Orhan Eskiköy (Babamın Sesi, Orhan Eskiköy, Zeynel Doğan)
En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü: Osman Özcan (Araf, Yeşim Ustaoğlu)
En İyi Kurgu Yönetmeni Ödülü: Öner Biberkökü, Kristen Stevens (Siirt'in Sırrı, İnan Temelkuran, Kristen Stevens)
En İyi Müzik Ödülü: Ödüle değer eser bulunamadı
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü: Menderes Samancılar (Gözetleme Kulesi, Pelin Esmer)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü: Laçin Ceylan (Gözetleme Kulesi, Pelin Esmer), Nihal Yalçın (Yeraltı, Zeki Demirkubuz)
Türkan Şoray Umut Veren Oyuncu Ödülü: Neslihan Atagül (Araf, Yeşim Ustaoğlu)
Jüri Özendirme Ödülü: Evin Demirhan (Siirt'in Sırrı, İnan Temelkuran, Kristen Stevens)
SİYAD En İyi Film Ödülü: Şimdiki Zaman (Belmin Söylemez)
FİLMYÖN En İyi Yönetmen Ödülü: Belmin Söylemez (Şimdiki Zaman), Erden Kıral (Yük)
Menderes Samancılar yaptığı konuşmada, "Ülkemize barış ve kardeşlik ne zaman gelirse o zaman mutlu olabiliriz" dedi. Laçin Ceylan, "Yılmaz Güney'in topraklarında" ödül almaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Erden Kıral, ödülünü Metin Erksan'a, Özgür Eken Seyfi Teoman'a adadı. Orhan Eskiköy ve Pelin Esmer, Seyfi Teoman'ı andı. Kristen Stevens, "130 bin kadar dövüş sporu yapan bodrum katlarındaki genç kadın ve kızlara teşekkür ediyoruz. Lütfen devam edin. Kimse sizi durduramaz" dedi. Reis Çelik, "Hep kadınları ağlattık. Analarımız artık ağlamasın. Durdurun şu kavgayı" diye konuştu. İlyas Salman, "Kömür işçileri kozadaki beyaz pamuktur" dedi. Orhan Eskiköy, ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Biz barış filmleri çekiyoruz. Bir hatırlatma yapmak istiyorum hükümete, Başbakan'a. Üç yıl önce sinemacıları toplayıp 'Bu barışa nasıl katkı sağlayacaksınız?' diye sorduğunuzda bence sinemacıların verebileceği tek cevap film yapmaktı. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Lütfen siz de üzerinize düşeni yapın, verdiğiniz sözleri tutun." Veysel Doğan da ödülü barış bekleyen annelere adadığını belirtti.

Küf'e Venedik'ten Geleceğin Aslanı ödülü

Venedik Film Festivali’nde Ali Aydın’ın yönetmenliğini yaptığı Küf filmi, Geleceğin Aslanı (Luigi de Laurentiis) ödülünü aldı. Aydın ödülünü alırken yaptığı konuşmada, “Bugün dünyada binlerce kayıp var. Ödülü kayıplarını aramaktan asla vazgeçmeyen Cumartesi Anneleri’ne adıyorum” dedi. Başrollerini Ercan Kesal, Muhammet Uzuner ve Tansu Biçer’in paylaştığı, yapımcılığını Sevilay Demirci’nin, görüntü yönetmenliğini ise Murat Tuncel'in üstlendiği Küf, gözaltında kaybolan oğlunu 18 yıl boyunca aramaktan vazgeçmeyen demiryolları bekçisi Basri'nin (Ercan Kesal) yalnızlaşma sürecini anlatan anlatıyor. İtalyan yönetmen Nanni Moretti, Uluslararası Film Eleştirmenleri Haftası'nın ilk filmi olarak gösterilen Küf'ü Venedik'e seçilmeden önce izleyip kendi kurduğu bağımsız dağıtım şirketi Sacher Film’e satın aldırmıştı. Moretti, Küf’ü, “İnsanlık adına sesini duyurmaya çalışan özel bir film” diye övmüştü. 100 bin dolarlık ödül, yönetmen ve yapımcı arasında paylaştırılacak. Shekhar Kapur başkanlığındaki jüri Michel Demopoulos, Isabella Ferrari, Matt Reeves ve Bob Sinclar’den oluştu. Festivalin en büyük ödülü Altın Aslan’ı Güney Koreli yönetmen Kim Ki-duk’un Pierta (Merhamet) filmi aldı. İki yıl önce Seren Yüce’nin Çoğunluk filmi de aynı ödülü almıştı.

Eceline Susayanlar

Yönetmen: Ertem Göreç
Senaryo: Safa Önal
Oyuncular: Fikret Hakan, Nilüfer Koçyiğit, Turgut Özatay
Yıl: 1967
Konu: Hapisten çıktıktan sonra kan davalılarından kaçmak için İstanbul'a gelen Murat, bir pavyonda fedailik yapmaya başlar. Pavyona düşürülmek istenen Zeynep'i kurtarır. Aşık olur ve evlenirler. Ancak, kan davalıları da nerede yaşadığını öğrenmiştir. Zeynep Murat'ı kurtarmak için onlardan birini öldürür ve gazete manşetlerine geçer: "Kan davası yeni bir cinayete sebep oldu:" Zeynep'in ağabeyi de gelişmeyi gazete görür. Ölenin kardeşleri ve pavyoncular Murat'ın peşindedir. Eceline Susayanlar, 1974'te Erkeksen Kaçma adıyla yeniden çekildi. Başrolleri Kartal Tibet ve Semra Özdamar'ın paylaştığı ve Nejat Okçugil'in yönettiği filmin senaristi yine Safa Önal'dı.

Altın Portakal adayları

Ana teması "Mizah, Muhalefet ve Demokrasi" olarak belirlenen 49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde, Ulusal Uzun Metraj Film dalında yarışacak filmler belli oldu. Başvuru yapan 44 filmden jürinin ön değerlendirmesi sonucu seçilen 11 film şunlar: Derin Düşünce (Çağatay Tosun), Elveda Katya (Ahmet Sönmez), Evdeki Yabancılar (Dilek Keser / Ulaş Güneş Kacargil), Güzelliğin On Par' Etmez (Hüseyin Tabak), Hile Yolu (Ersin Kana), Kuma (Umut Dağ), Küf (Ali Aydın), Pazarları Hiç Sevmem (Rezzan Tanyeli), Toprağın Çocukları (Ali Adnan Özgür), Umut Üzümleri (Tunç Okan), Zerre (Erdem Tepegöz). Seçilen filmlerde, ulusal ya da uluslararası hiçbir festivalde yarışmaya katılmama koşulu da gözetildi. En iyi filme 400 bin lira ödül verilecek. Festival 6-12 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek.