Merhaba

Merhaba. Bu blog, Sineteci, Amca Size Gazeteci Diyebilir miyim? kitabından yola çıkılarak oluşturuldu. Adı da oradan geliyor. Kitap hazırlandıktan sonra da “Türk sinemasında gazeteci figürü” araştırmamızı kapsayan başka filmlere de ulaştık. Yani, araştırma sürecek. Burada öncelikle, kitapta yer veremediğimiz filmleri aktarmayı amaçlıyoruz. Ama kitapla sınırlı değiliz. Türkiye sineması ve/veya gazetecilik konusunda da araştırma, inceleme, görüş ve yorumlara açığız. Hoşgeldiniz.

Sineteci'de

Reha Erdem'e Venedik'ten ödül Antalya'da En İyi Film Mavi Bisiklet Bir Zamanlar Anadolu'da En İyi 100'de Londra'nın galibi Sivas Yılın 'Genç Cadı'sı Begüm Akkaya Sadri Alışık Oyuncu Ödülleri Esme Madra'ya Güney Kore'den ödül

26 Ekim 2010 Salı

Hasip ile Nasip

Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo: Umur Bugay
Oyuncular (fotoğraf): Zeki Alasya (Nasip), Ahmet Turgutlu (Kasabalı), Reşit Çıldam (Kasabalı), Cevdet Arıkan (Muhabir)
Yıl: 1976
Konu: Düşman iki ailenin öyküsü.(Agâh Özgüç, Türk Filmleri Sözlüğü, Cilt 2, S. 60)

Fotoğrafı görülen sahnede şu konuşmalar geçmektedir:
Muhabir: Affedersiniz sizce bu seçimleri kim kazanacak?
Nasip: Biz kazanacağız elbette. Neden soruyon?
Muhabir: Oyunuzu kime verdiniz efemdim?
Nasip: Kasabamız için en hayırlı aday kim ise ona verdim.
Muhabir: Sizce kim bu aday?
Nasip: Belediye başkanlığını kazanacak aday kimse o. (sineteci)

18 Ekim 2010 Pazartesi

Press

Yönetmen: Sedat Yılmaz
Senaryo: Sedat Yılmaz
Oyuncular (fotoğraf): Engin Emre Değer (Alişan), Aram Dildar (Fırat)
Yıl: 2010
Konu: 90’lı yılların ilk yarısında çatışmaların yoğun yaşandığı günlerde, bir avuç gazeteci Diyarbakır’da yaşanan insan hakkı ihlallerini dünyaya duyurmaya çalışmaktadır. Büronun teknik olanaksızlıkları yetmezmiş gibi her türlü engellemeyle karşılaşırlar. Gazetecilerin en basit işleri bile onlar için aşılması zor engeller haline gelir. Çektikleri fotoğrafları bastıracak yer bulmak ya da fotoğrafları İstanbul’a göndermek için sürekli karşılarına çıkan engelleri aşmak zorundadırlar. Gazetecilik onlar için profesyonellik gerektiren bir iş olmaktan çıkmış, ölüm kalım meselesi haline dönüşmüştür. Ancak büro çalışanları işlerini yapmaya devam ettikçe baskılar da giderek artmaktadır. Kimi kaçırılıp tehdit edilir, kimi sokak ortasında öldürülür, büroları polisler tarafından basılıp dağıtılır. Kimi baskılara daha fazla dayanamaz, büroda çalışmayı bırakır. Film, tüm bu sıkıntılı süreçte eleman eksikliğinden dolayı 17 yaşında gazetecilik yapmaya başlayan Fırat'ın yaşananlar karşısındaki duruşunu anlatıyor. (facebook)
Press, 47. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Jüri Özel Ödülü"nü aldı.

11 Ekim 2010 Pazartesi

İzmir Ateşler İçinde

Yönetmen: Nuri O. Ergün
Senaryo: Osman F. Seden
Oyuncular (fotoğraf): Ahmet Mekin (İngiliz Kemal), Şükran Sabuncu, Hadi Hün (Harry Dickson)
Yıl: 1959
Konu: Türk casusu İngiliz Kemal ile bir general kızının aşk ve macera öyküsü. Zürih-Londra anlaşmaları nedeniyle Dışişleri Bakanlığı tarafından gösterimi yasaklandı. (Agâh Özgüç, Türk Filmleri Sözlüğü, Cilt 1, s. 60)
İngiliz Kemal, Amerikan Herald Tribune gazetesi muhabiri Harry Dickson'un yerine geçerek Yunan karargahına girer. (sineteci)

2 Ekim 2010 Cumartesi

Kefenin Cebi Yok

Yönetmen: Orhan Aykanat
Senarist: Ali Fuat Kalkan
Oyuncular (fotoğraf): Melek Görgün, İzzet Günay ve gazeteciler
Yıl: 1972
Konu: Bir mafya liderinin öyküsü. (Agâh Özgüç, Türk Filmleri Sözlüğü, Cilt 1, s. 473)
"Milyoner Alman kızı" Renata (Melek Görgün), Kemal'e (İzzet Günay) aşık olur. Almanya'da nişanlıdır ama Kemal'le Türkiye'ye kaçar. Nişanlısı da(Altan Günbay) mültimilyonerdir. Nişanlısının peşine düşer ve Türkiye'ye gelir. Nişanlısını bulup getirene 1 milyon Mark verecektir. Gazetedeki bu haber ödül avcılarının iştahını kabartır. (sineteci)