Merhaba

Merhaba. Bu blog, Sineteci, Amca Size Gazeteci Diyebilir miyim? kitabından yola çıkılarak oluşturuldu. Adı da oradan geliyor. Kitap hazırlandıktan sonra da “Türk sinemasında gazeteci figürü” araştırmamızı kapsayan başka filmlere de ulaştık. Yani, araştırma sürecek. Burada öncelikle, kitapta yer veremediğimiz filmleri aktarmayı amaçlıyoruz. Ama kitapla sınırlı değiliz. Türkiye sineması ve/veya gazetecilik konusunda da araştırma, inceleme, görüş ve yorumlara açığız. Hoşgeldiniz.

Sineteci'de

Reha Erdem'e Venedik'ten ödül Antalya'da En İyi Film Mavi Bisiklet Bir Zamanlar Anadolu'da En İyi 100'de Londra'nın galibi Sivas Yılın 'Genç Cadı'sı Begüm Akkaya Sadri Alışık Oyuncu Ödülleri Esme Madra'ya Güney Kore'den ödül

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Nuri Bilge Ceylan'a büyük ödül

Bir Zamanlar Anadolu’da filmi, Nuri Bilge Ceylan’a Cannes Film Festivali’nde Büyük Jüri Ödülü’nü kazandırdı. Ceylan, ödülü aylar önce Türkiye’den kovulup kaçırılan Bosnalı yönetmen Emir Kusturica’nın elinden aldı. Ceylan ödül konuşmasında, filminin galasının son gün yapılmasına dikkat çekti. Ceylan, “Tüm jüri üyelerine benim uzun ve izlemesi zor filmimi bir kez daha seçtiği için teşekkür ediyorum. Aslında bu ödülü beklemiyordum. Festivalin son gününde filmimi izlemek sizler için çok yorucu olur diye düşünmüştüm. Ekibime ve oyuncularıma da çok teşekkürler” dedi. Ceylan, ilk kez 2003’te yine Cannes’da Uzak filmiyle Jüri Büyük Ödülü’nü almıştı.

Anka Kuşu

Yönetmen: Mesut Uçakan
Senaryo: Mesut Uçakan
Oyuncular (fotoğraf): Ece Şakar, Yalçın Dümer
Yıl: 2007
Konu: Çocuk yaşta ailesini kaybedip İstanbul’da yaşamaya başlayan Selman, kasabayı terk ettiğinden beri kendisinden haber alamadığı çocukluk aşkı Merve’nin acısını sinemaya sığınarak dindirmeye çalışır. Daha bir iki film çekmesine rağmen pek çok ödüle ulaşan genç yönetmen, buna rağmen mutlu değildir. Çocukluğunda yetiştiği kültürle içinde yaşadığı metropolün acımasız kültürü arasındaki derin çelişki karşısında karanlık bir dehlizin içine sıkışıp kalan Selman, içine bir türlü sinmeyen bu hayatı sorgulamakta, giderek büyük bir şizofreninin içine sürüklenmektedir. Bu durumdan kurtulmanın yolunu hatıralarında arayan Selman, çocukken babasının içinde ‘anka kuşu’ var diyerek saklaması için verdiği küçük kutunun gizeminin peşinden çocukluk kasabasına gider. Kasabada filmin ‘Morpheus’u Emin Efendi’yi bulan Selman, yaşadığı dünyanın gerçek ‘mimar’ına ulaşmak için ucu bucağı olmayan bir yolculuğa çıkar. (sinematurk.com)

15 Mayıs 2011 Pazar

Genç Cadı Ödülü Esme Madra’nın

14. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde Genç Cadı Ödülü, Çoğunluk (Seren Yüce, 2010) filminin oyuncusu Esme Madra’ya verildi. Festival yönetimi, Esme Madra’ya Genç Cadı Ödülü vermesinin gerekçesini, “Festival; kariyerinin henüz başında olmasına rağmen, hem hayata hem de oyunculuğa ilişkin olgun duruşu, Çoğunluk filmindeki doğal ve abartısız oyunuyla rolüne kattığı derinlik, filmde sıklıkla sorgulanan öğrenilmiş erkekliğin ve onun sınır tanımaz iktidarının taşıyıcısı olmayı reddeden karakteri nedeniyle Esme Madra’yı Genç Cadı Ödülü’ne değer buldu” diye açıkladı. Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği FIPRESCI Ödülü ise Zefir’e (Belma Baş, 2010) gitti. Hindistan’dan Latika Padgaonkar, İsveç’ten Alexandra Enberg ve Türkiye’den Gözde Onaran’ın oluşturduğu FIPRESCI Jürisi bu yılki ödül için “Zefir” filmini seçme nedenlerini şöyle açıkladı: “Güçlü fakat ihtiyatlı senaryosu, olağanüstü kamera kullanımı, doğayı öykü akışına incelikli bir biçimde dahil etmesi ve hassas ve dik başlı genç bir kızın zihninden geçenleri aktarmak için sessizliği kullanma konusundaki ustalığı nedeniyle Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği FIPRESCI’nin ödülünü yönetmenliğini Belma Baş’ın yaptığı Zefir’e vermeye karar verdik.” (ucansupurge.org)

Aşk Tesadüfleri Sever

Yönetmen: Ömer Faruk Sorak
Senaryo: Nuran Evren Şit
Oyuncular (fotoğraf): Ayşe Arman, Mehmet Günsür, Ümit Bülent Dinçer
Yıl: 2010
Konu: Aşk Tesadüfleri Sever, doğumlarından itibaren çocukluk ve ilk gençlik yılları boyunca yolları Ankara’da kesişen, 2010 yılında İstanbul’da tanışan Özgür ve Deniz’in birbirlerine doğru ve engellerle dolu aşk macerasını anlatırken, bir yandan da geri dönüşlerle onların bugünlerini yaratan dönemlere uzanıyor. Film, Türkiye’nin 70’li, 80’li, 90’lı ve 2000’li yıllarını ziyaret ederek, o yılların artık unutulmaya yüz tutmuş popüler kültür öğelerinden, müziklerinden, yaşam biçimlerinden ve alışkanlıklarından besleniyor. (sinematurk.com)