Beyoğlu’nda belki de Beyoğlu’nun Beyoğlu olmasının önemli nedenlerinden
biri olan sinemalar peşpeşe kapanıyor ya da bu tehlike ile karşı karşıya
geliyor. Bunun nedeni hem salonlardaki
yetersiz gösterim koşulları ve beraberinde getirdiği AVM sinemalarının rekabeti.
Emek’in kaderi ise henüz belli değil. Adı Beyoğlu ile özdeşleşen Sinepop da bu ay sonunda kapısına kilit vuracak.
Sinepop, Demirören AVM’nin inşaatı sırasında duvarlarında ve yerlerde çatlaklar
oluştuğu için son İstanbul Film Festivali’nde kullanılamamıştı. Beyoğlu
Sineması ile Yeşilçam Sineması da kapanma tehlikesi ile karşı karşıya. Beyoğlu
Sineması’na destek amacıyla Documentarist ekibi destek gösterimleri düzenliyor.
Beyoğlu Sineması Müdürü Temel Kerimoğlu, kendilerini AVM sinemalarına direnen
son kale olarak niteleyerek, dev firmalar karşısında yenilmek üzere olduklarını
söyledi. Kerimoğlu, “Sinemaların kapanmaması için gazetelerde yazılar yazılsın,
duyarlılık oluşsun istiyoruz ama görünen o ki ceketimizi alıp gideceğiz” dedi. 1989’da
vizyona başlayan Beyoğlu Sineması’nı yaşatabilmek için internet üzerinden de imza
kampanyası başlatıldı. İmza kampanyasına İlksen Başarır, Mahmut Fazıl Coşkun,
Pelin Esmer, Deniz Türkali, Özcan Alper ve Semir Aslanyürek’in de aralarında
olduğu pek çok sinemacı katıldı. Yıllık seyirci sayısı 120 binden 30 bine düşen
sinema, kirasını da ödeyemez durumda. Ödüllü yönetmen Reis Çelik’in 14 Kasım 2000’de
açtığı Yeşilçam Sineması, ödüllü ve klasik filmleri göstermesiyle biliniyor.
Sinema, vizyon seçimi nedeniyle, 2010’da kapanan ve adı eleştirmen Onat
Kutlar’la anılan Alkazar’a benzetiliyor. Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Kurucu
Üyesi ve Onursal Başkanı Atilla Dorsay, gidişatın kötü olduğunu ama geleceğe
dair umutlarını koruduğunu söylüyor. Dorsay’a göre, Beyoğlu, Atlas ve FİTAŞ
gibi salonlar sinemaseverleri ağırlamaya devam ediyor, Emek ve Alkazar
sinemalarının da zamanla açılarak Beyoğlu’nun eski sinemasal havasına katkıda bulunacak.
Merhaba
Merhaba. Bu blog, Sineteci, Amca Size Gazeteci Diyebilir miyim? kitabından yola çıkılarak oluşturuldu. Adı da oradan geliyor. Kitap hazırlandıktan sonra da “Türk sinemasında gazeteci figürü” araştırmamızı kapsayan başka filmlere de ulaştık. Yani, araştırma sürecek. Burada öncelikle, kitapta yer veremediğimiz filmleri aktarmayı amaçlıyoruz. Ama kitapla sınırlı değiliz. Türkiye sineması ve/veya gazetecilik konusunda da araştırma, inceleme, görüş ve yorumlara açığız. Hoşgeldiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder